çocuk

Anne baba tutumları

Baskıcı Otori̇ter Katı Ve Sıkı Anne Baba Tutumu Çocuğunu, kendi ideallerinde yaşattığı kalıplara uygun küçük bir yetişkin yapma çabasıyla, yola çıkan ana babaların çoğunlukla katı, baskıcı ve hoşgörüsüz bir tutum içinde olduklarını görürüz. Çocuğumuz bizden yaşça bedence ve ruhça küçük olabilir fakat onun bizim çocuğumuz olması tamamen bizim küçük halimiz gibi olacağı anlamına gelmez. O henüz bir çocuktur. Yaramazlık ve hatalar yapması kadar doğal olabilecek ne olabilir ki? Çocuğun isteği sadece çocukluğunu yaşayabilmektir.

Devamı

Ölüm yas ve çocuk

Anne baba, çocuklar için güven ve destek sağlayan, bakan, büyüten kişilerdir. Anne baba kaybı, çocuklar için zorlu bir süreci beraberinde getiren bir yaşam olayıdır. Çocukların anne ya da babasının kaybı çocuğun yaşamına yeni zorluklar getirmektedir. Kaybı izleyen süreçte çocuklar bir yandan ölüm olayını anlamlandırmaya çalışırken, diğer yandan da anne ya da babanın kaybını kabullenmeye ve değişen yaşam durumlarına uyum sağlamaya çalışmaktadırlar. Bu sorunlar, çocukların tüm yaşamlarını etkileyebilecek boyutlara ulaşabilmektedir. Çocukların anne ya da baba kaybıyla yaşamlarında meydana gelen değişikliklere uyum sağlaması her zaman çok kolay olmamaktadır.

Devamı

Çocuğun yaşamında babanın rolü

Özellikle okul öncesi dönemde, çocukların gelişiminde ailenin ve yakın çevrenin önemi ve katkısı çok büyüktür. Gelişen toplum ve kadının onun içinde değişen rolleri ile, çocuğun hayatında etkili ebeveyn olma tartışmalarında babanın da 20. yüzyılın büyük bir bölümünde farklı algılanan konumu değişime uğramıştır. Artık annelerin evin dışında çalışmaları ve doğumdan kısa bir süre sonrasında iş yaşamına geri dönmek zorunda kalmaları; babaların çocuğun hayatında sadece “ekmek parası kazanan” kişi olmaktan daha başka sorumluluklar almasına, çocukla yakınlaşmasına ve çocuğu yetiştirme sorumluluğunu paylaşmasına olanak sağlamıştır.

Devamı

Oyun ve çocuk

Oyun çocuk için gerçek bir ihtiyaçtır ve onun bedensel, psikolojik, sosyal ve zihinsel gelişimi açısından çok önemlidir. Oyun oynamak çocukluk çağına özgü psikolojik, fizyolojik ve sosyal içerikli bir olgudur. Genellikle kendiliğinden doğan, içten, hür iradeye dayalı olarak ortaya çıkan oyun süreci çocuklar için neredeyse hayatî önem arz edecek kadar kıymetlidir. Çocuklar oyunda hayatı kurgular ve hayatı öğrenirler. Oyuncak, adından da anlaşılacağı üzere çocukların oynamalarına yardımcı olmak üzere geliştirilmiş, kurgulanmış gerçek ya da hayalî işleve sahip araç ya da düzeneklerdir.

Devamı

Çocuklarda ince motor gelişimi

İnce motor beceriler çocukların ellerini ve parmaklarını kullanabilmesini sağlayan beceriler grubudur. Vücuttaki büyük kas gruplarını içeren kaba motor becerilere göre daha hassas becerileri içerir. Bu beceriler çocuk doğduğu andan itibaren büyüme ve olgunlaşmasına bağlı olarak gelişir. Bebek önce etrafındaki nesneleri gözleriyle izler. El-göz hareketlerini koordine etme becerisi (el-göz koordinasyonu) geliştikçe ellerini daha iyi kullanmayı, oyuncaklarla oynamayı öğrenir. Bebekler daha 2-3 aylıkken eşyalara vurmaya başlar. Sonrasında kavrama, atma, oyuncağı bir elinden diğerine geçirme becerileri gelişir.

Devamı

Çocuklara sorumluluk almayı öğretmek

Bütün anne babalar çocuklarını sorumluluk sahibi, kendi ayakları üzerinde durabilen birer birey olarak yetiştirmek ister. Hiçbir çocuk sorumluluk sahibi olarak doğmaz. Sorumluluk almak çok küçük yaşlardan itibaren öğrenilen ve gelişen bir beceridir. Hiç kimse sorumsuz bir çocuk yetiştirmek istemez. Çocuklar doğdukları andan itibaren bizleri izler, taklit eder, model alırlar. Bu nedenle herşeyden önce kendimize bizler sorumluluklarımızı yerine getiriyor muyuz diye sormamız gerekir: Yapmamız gerekenleri zamanında yapıyor muyuz? Randevularımıza vaktinde gidiyor muyuz?

Devamı

Kardeşler arası rekabet ve kıskançlık

Oğlum sürekli bir kardeş istediğini söylüyordu. Babası ve ben de 4 yaşında olduğu için artık hazır olduğunu düşündük ve ona bir kardeş yaptık. Ama hiçbir şey planladığımız gibi gitmiyor. Küçük kızım 2 yaşına gelmesine rağmen oğlum ona alışamadı. O bebekken biz görmediğimiz zamanlarda onu çimdikliyordu. Sonra bebek ağlayıp biz ona bağırınca “Ben onu çok seviyorum” diyordu. Bu yüzden uzun süre kucağına veremedik bebeği. Şimdi ise yanından geçerken hissettirmeden kızımı ittiğini görüyorum.

Devamı

Hem büyüyor hem öğreniyor

Çocuklar dünyaya geldiği andan itibaren öğrenmeye başlarlar. Özellikle yaşamın ilk yıllarında çocuğa yeterli ilgi ve sevgiyi göstermek, öğrenmesi için gerekli temeli hazırlar. Bu ilgi ve sevgi korkulduğu gibi çocuğu şımarık ve kendini beğenmiş bir hale getirmez. Tersine onun güven duygusunu, öğrenmek için merak ve isteğini arttıracak, çevresi ve diğer insanlarla daha iyi iletişim kurabilme becerisini geliştirecektir. Bunlar da öğrenme için temel gereksinimlerdir. Henüz birkaç aylık bebekler bile ağlamanın ilgi çektiğini, ağladıklarında annelerinin onların karnını doyurduğunu öğrenirler.

Devamı

Okul öncesi dönemde öğrenme güçlüğünün belirtileri

“Özel Öğrenme Bozukluğu” dinleme, konuşma, okuma-yazma, akıl yürütme ile matematik becerilerinin kazanılması ve kullanılmasında kendini gösteren bir bozukluk grubudur. Öğrenme bozukluğu kavramı bu alanlardan en az birinde sorun yaşayan çocuklar için kullanılır ve özel eğitim gerektiren bir sorundur. Özel öğrenme güçlüğü olan çocuklar normal veya normalin üstünde bir zekaya sahiptirler. Ancak buna rağmen akademik başarıları; yetenekleri ve zihinsel kapasiteleri göz önünde bulundurulduğunda beklenenden düşüktür. Özel Öğrenme Bozukluğu daha çok ilkokulla birlikte ortaya çıkar ve tanı çoğunlukla bu dönemde konulur.

Devamı

Boşanma ve anne babanın ayrılığı

Bazen boşanma iyidir, bazen kötüdür. Ama her zaman insanın hayatında değişikliğe neden olur. 15 yaşında bir erkek çocuk Artık bağırışmaya ve kavgaya izin yok çünkü boşanmadan sonra tüm sorunlar bir bulutla uçtu gitti. 13 yaşında bir kız Ben seni seviyorum sen de beni. Peki o zaman biz neden mutlu bir aile olamıyoruz? 10 yaşında bir kız çocuğu Sevgili anneciğim, neden babamla boşandın? Onun tek söylediği evin pis olduğuydu. Bu da zaten benim suçumdu.

Devamı