Boşanma ve anne babanın ayrılığı

Yazan Banu Dilerge Mısırlıoğlu | 14/06/2019




Bazen boşanma iyidir, bazen kötüdür. Ama her zaman insanın hayatında değişikliğe neden olur.

15 yaşında bir erkek çocuk

Artık bağırışmaya ve kavgaya izin yok çünkü boşanmadan sonra tüm sorunlar bir bulutla uçtu gitti.

13 yaşında bir kız

Ben seni seviyorum sen de beni. Peki o zaman biz neden mutlu bir aile olamıyoruz?

10 yaşında bir kız çocuğu

Sevgili anneciğim, neden babamla boşandın? Onun tek söylediği evin pis olduğuydu. Bu da zaten benim suçumdu.

9 yaşında bir erkek çocuk

Annemin tekrar evlenmesinden ve beni sevmemesinden çok korkuyorum

9 yaşında bir kız çocuk

Çiftler niye boşanırlar? Çünkü, çoğunlukla çiftlerden biri ya da her ikisi de kendileri ve çocukları için daha mutlu, daha huzurlu, daha besleyici ortamlar yaratabileceklerine inandıkları için. Bunu yaratmanın ilk belirtisi ve çocuğun anne babasının ayrılığını nasıl algılayacağının en önemli belirtisi, ebeveynin boşanma ile nasıl baş ettiğidir. Örneğin ebeveynlerden birinin bu durumu kabullenmemesi çocukta da aynı red mekanizmasının oluşma olasılığının artmasına neden olabilir. Ya da ebeveynlerden birinin bu durumu ağır kayıp olarak yaşayarak, depresyon geçirmesi çocuğun da depresif duygu durumunun artmasını tetikleyebilir. Ya da bu ebeveynin sağlığı ve duygusal sağlamlığı ile ilgili aşırı kaygı taşıyıp içe dönmesine, kendi duygularını ifade etmekten çekinmesine neden olabilmektedir.

Dolayısı ile anne baba ayrılıklarında en önemli nokta, uçaklarda acil durumlarda düşen oksijen maskesini ebeveynin önce kendine takıp sonra çocuğuna takması gibi, ebeveynin kendi ruhsal sağlığını desteklemesidir. Çocuk ebeveynini duygusal olarak sağlıklı ve var gördüğünde yaşadıklarını ona ifade edebilme ile ilgili sıkıntı yaşamaz.

Boşanmış ebeveynlerin çocuklarının çoğu üzgün (“Yalnız kalacağım.”), kafası karışmış (“Niye ayrılıyorlar?”), kızgın (“Bunu bana niye yapıyorlar? Beni cezalandırıyorlar mı?”), suçlu (“Yoksa ben annemi/ babamı üzdüğüm için mi ayrılıyorlar?”) ve çelişki içinde hissederler. Asıl sorun bu duyguların yaşanmasında ya da çocuk tarafından hissedilmesinde değil, ifade edilmediğinde başlar. Çocuğun hissettikleri ebeveyn tarafından anlaşılmadığında, sağlıklı bir yolla baş edilmediğinde, çocuk kendini ve dünyayı bu gözle (“Her şeye ve herkese kızgınlık ya da üzgünlük ya da her zaman suçluluk ve hep benim yüzümden oldu.”) görmeye başlar.

Dolayısı ile çocuğun ayrılığı nasıl algıladığı, ebeveynin ileriye dönük yaşanabilecek birtakım sıkıntıları da fark etmesine yardımcı olur. İşte bu noktada ebeveynin kullanacağı en önemli araç iletişimdir. Çocuğu dikkatlice dinlemek, hayatını onun gözünden algılamaya çalışmak ve kızgınlığına, üzgünlüğüne hak vermek, onun bu duygularından korkmamak, çocuğun fiziksel yaşına, duygusal olgunluğuna da dikkat ederek ona dürüstçe hayatı ile ilgili olacak değişiklikleri anlatmak…

En önemlisi iletişim iki yönlü olmalıdır: hem bilgi vermek hem de dinlemek… Aileler bazen çocuklarının onlarla konuşmadığını dile getirirler. Oysa iletişim yetişkinler için konuşmak demektir. Çocuklar çoğu zaman kendilerini sözcüklerle ifade etmeleri için gerekli olan bilişsel ya da duygusal becerilerde eksik oldukları için hislerini ve dünyalarını farklı yollardan anlatabilirler. Örneğin oyunları, çizimleri, resimleri, yazıları…Ebeveynler onların bu oyunlarının altında gizli olan anlamları görmeyi öğrenebilirler. Bir kız çocuğunun evcilik oyununu izlemek ebeveyne onun ailesini nasıl gördüğü ile ilgili bilgi verebilir. Ya da bir erkek çocuktan ailesini çizmesini istemek. Ya da bir kız çocuğun kuklaları kullanarak ailenin bireylerini oynatmasını izlemek… İşte bu noktada ebeveynler çocuğun dünyasını onları gözleri ile görmeye başlayarak, çocuğun ayrılık ya da başka konu ile ilgili bir takım farklı ya da yanlış algılamalarını düzeltebilirler. O zaman çocuklar bu ayrılık sürecinde yalnız kalmadıklarını, ebeveynlerinin hala onları koruyup kolladığını, evden ayrılan diğer ebeveynin kayıp olmadığını ya da onu sevmediği için gitmediğini fark edebilir ve acılarını, kızgınlıklarını, suçluluklarını iyileştirebilirler.

Aslında ebeveynlerin de kendi suçluluk duygularını bir kenara bırakarak çocuklarının acılarını ya da kızgınlıklarını dinlemeye veya anlamaya çalışması da oldukça zor bir iş. Ancak burada şunun da altını çizmek gerekir ki hiç kimsenin bir çocuğa ebeveyni kadar yardım etme şansı yoktur.

Sadece ebeveynin sevgisinin ve anlayışının güvenliği çocuğa öğrenme, büyüme ve hata yapmada özgürlük ve sağlamlık verebilir. Çocukları ile iletişim kanalını açık tutan, çocuklarının duygularını anlayan, onaylayan, onlara ayrılık ile ilgili baş etmelerinde yardımcı olan ebeveynler, çocuklarının ileriki yaşamlarında da karşılaşabileceği çatışmalarda ya da ayrılıklarda daha deneyimli olarak baş edebilmelerini sağlar ve mutlu olma şanslarını yükseltir.