blog

Anne baba tutumları

Çocuğunu, kendi ideallerinde yaşattığı kalıplara uygun küçük bir yetişkin yapma çabasıyla, yola çıkan ana babaların çoğunlukla katı, baskıcı ve hoşgörüsüz bir tutum içinde olduklarını görürüz. Aşırı koruyucu ve abartılı sevgisi olan anne babalar çocuklarına derin duygusal bağla bağlıdırlar, çocukları için sebepsiz yere aşırı kaygı içindedirler. Bu kaygı da onları çocuklarını aşırı korumaya yönlendirir. Mükemmeliyetçi anne baba her şeyin en iyisini çocuğundan bekler. Kendi gerçekleştiremediği yaşantıları çocuklarının gerçekleştirmesini ister. Etkili ebeveynlik tutumu en ideal ebeveynlik tutumudur. Bu tip ailelerde anne ve baba çocuklarına karşı sevgi dolu ve sıcaktır, duygularını gizlemezler.

Devamı

Ölüm yas ve çocuk

Her birey yaşamının bir evresinde mutlaka ölüm ile karşı karşıya kalır. Kaybı izleyen süreçte çocuklar bir yandan ölüm olayını anlamlandırmaya çalışırken, diğer yandan da kaybı kabullenmeye ve değişen yaşam durumlarına uyum sağlamaya çalışmaktadırlar. Bu dönemdeki sorunlar, çocukların tüm yaşamlarını etkileyebilecek boyutlara ulaşabilmektedir. Çocukların kayıpla yaşamlarında meydana gelen değişikliklere uyum sağlaması her zaman çok kolay olmamaktadır. Çocukların ölümü algılamaları yaşlarına ve gelişim dönemlerine göre farklılık göstermektedir. Bu farklılıklar, çocukların anne baba kaybını anlamlandırmalarında ve anne baba kaybı ile başa çıkmalarında etkili olmaktadır. Çocukların bireysel ve gelişimsel özelliklerine göre kayba nasıl tepki vereceklerinin bilinmesi, yas sürecinde çocuklara nasıl davranılacağının belirlenmesi açısından önemlidir.

Devamı

Çocuğun yaşamında babanın rolü

Özellikle okul öncesi dönemde, çocukların gelişiminde ailenin ve yakın çevrenin önemi ve katkısı çok büyüktür. Gelişen toplum ve kadının onun içinde değişen rolleri ile birlikte, çocuğun hayatında etkili ebeveyn olma konusunda babanın çocuğun hayatındaki konumu da genişleyerek değişime uğramıştır. Baba-çocuk arasındaki paylaşımın artması araştırmalara göre hem çocuğun gelişimini hem de babanın benlik kavramını ve kendine güvenini olumlu etkilemektedir. Bu paylaşım, onların çocuklarına karşı yapay olmayan, daha gerçekçi tutumlar benimsemelerine ve daha sevecen olmalarını sağlamaktadır. Ayrıca Etkin baba-çocuk paylaşımı, çocuğun analitik düşünce yapısını, zekasını, sözel becerisini ve akademik başarısını olumlu etkilemektedir. Babanın çocuğun yaşamında yer almasının başka bir etkisi de anne ve çocuk arasında doğum öncesi anne karnında iken oluşup doğum sonrasında devam eden bağın bağımlılığa dönüşmesini engelleyebilmesidir.

Devamı

Oyun ve çocuk

Oyun çocuk için gerçek bir ihtiyaçtır ve onun bedensel, psikolojik, sosyal ve zihinsel gelişimi açısından çok önemlidir. Oyuncak, adından da anlaşılacağı üzere çocukların oynamalarına yardımcı olmak üzere geliştirilmiş, kurgulanmış gerçek ya da hayalî işleve sahip araç ya da düzeneklerdir. Bilinir ki çocuklar bir oyun arkadaşı buldukları zaman oyuncağa ihtiyaç duymayabilirler. Ne onları sokağa salıvermek ne de oyuncak odasına hapsetmek oyunun işlevlerini yerine getiremez. Grup halinde oynanan alan oyunlarının sosyal gelişim ve uyum açısından da çocuklara önemli katkıları vardır. Çocukların oyun süreçleri gözlemlenerek onların ihtiyaçları, sorunları, özlemleri, korkuları, istekleri, kişilik özellikleri vs. hakkında tanımlamalar yapmak mümkündür.

Devamı

Çocuklarda ince motor gelişimi

İnce motor beceriler çocukların ellerini ve parmaklarını kullanabilmesini sağlayan beceriler grubudur. Çocuklar okula başlayacak yaşa geldiklerinde ince motor beceri gerektiren birçok şeyi rahatlıkla yapabilirler. Ellerini, parmaklarını iyi kullanamayan çocukların akademik başarıları olumsuz etkilenir. Farklı nedenlere bağlı olarak bazı çocuklarda ince motor beceriler gerektiği gibi gelişemeyebilir. Bu çocuklar, yapamama kaygısıyla bu becerileri geliştirecek etkinliklerden kaçınırlar. Bazı zorlanmalar büyüme ve olgunlaşmayla kendiliğinden kaybolur. Ancak yaşından beklediğimiz becerileri öğrenmekte zorlanıyor ve zaman içinde de bir gelişme gözlenmiyorsa nasılsa öğrenir diye beklemek yanlıştır.

Devamı

Çocuklara sorumluluk almayı öğretmek

Sorumluluk almak çok küçük yaşlardan itibaren öğrenilen ve gelişen bir beceridir. Çocuklar doğdukları andan itibaren bizleri izler, taklit eder, model alırlar. Bu nedenle her şeyden önce kendimize bizler sorumluluklarımızı yerine getiriyor muyuz diye sormamız gerekir. Çocuklar ancak onlara fırsat verilirse sorumluluk almayı öğrenirler. Çocuklara seçme şansı tanımak, fikirlerini paylaşma ortamı hazırlamak, yaptıkları hatalardan ders çıkarma fırsatı tanımak gerekir. Çocuğa sorumluluk vermek onun kendine olan güvenini de geliştirecektir. Sorumluluk alma bir işi yapmanın gerekliliğini anlayarak, başkasının yaptırımı olmadan da bir işi yapmaktır. Çocuklarımızla ilgili gerçekçi beklentiler oluşturmak ve bunları anlayacakları bir dille onlarla paylaşmak, sorumluluk alma becerilerini destekleyecektir.

Devamı

Kardeşler arası rekabet ve kıskançlık

Bir çocuğun kardeşinin olmasını istiyor olması kıskançlık hissetmesine engel olmaz. Yeni gelenden kurtulmak istemesi çocuğun kötü kalpli olduğunu göstermez, bu onun için bir hayatta kalabilme sorunudur. Dolayısıyla ilk çocuk kendisi için de vazgeçilmez olan sevgi nesnesini elinden almaya ya da paylaşmaya çalışan herkesi yani özellikle yeni geleni tehlike olarak görür. Ebeveynin çocuklar arasında kusursuz eşitliği egemen kılmaya çalışması kıskançlığı alevlendirir. Doğal bir duygu olan kıskançlık, çocuğun ileri doğru yol almasını sağlar. Kıskançlık eğer yıkıcı hale gelip, çocuğu felç ediyorsa o noktada ailenin destek alması gerekebilir.

Devamı

Hem büyüyor hem öğreniyor

Çocuklar dünyaya geldiği andan itibaren öğrenmeye başlarlar. Son yapılan araştırmalar beyin gelişiminin en hızlı 3 yaşa kadar gerçekleştiğini göstermektedir. Bu yıllarda çocukla oyun oynamak, onunla bol bol konuşmak, ona yeterli ilgi ve sevgiyi göstermek gelişimi açısından gereklidir. Çocuğu hazır olmadığı şeyleri öğrenmeye zorlamak da belli beceri ve bilgileri öğrenebileceği en uygun zamanlarda ona bu fırsatı sağlamamak da çocuğun gelişimi açısından doğru değildir. Çocukların taklit ederek öğrendiğini unutmamalıyız. Özellikle yaşamın ilk yıllarında çocuğun gelişim ve öğrenmesinde anne babasının rolü çok büyüktür. Çocuktan beklentilerimiz onun yetenekleri ve başarabileceklerinin üzerinde olmamalıdır. Çocuğun; bireysel özelliklerini anlamaya çalışmalı, güçlü ve zayıf yanlarını iyi bilmeliyiz.

Devamı

Okul öncesi dönemde öğrenme güçlüğünün belirtileri

“Özel Öğrenme Bozukluğu” dinleme, konuşma, okuma-yazma, akıl yürütme ile matematik becerilerinin kazanılması ve kullanılmasında kendini gösteren bir bozukluk grubudur. Öğrenme bozukluğu kavramı bu alanlardan en az birinde sorun yaşayan çocuklar için kullanılır ve özel eğitim gerektiren bir sorundur. Özel Öğrenme Bozukluğu daha çok ilkokulla birlikte ortaya çıkar ve tanı çoğunlukla bu dönemde konulur. Okul öncesi dönemde öğrenme güçlüğünün erken belirtilerini gösteren çocukların izlenmesi bu çocukların gerçek potansiyellerini ortaya çıkarma konusunda büyük önem taşımaktadır. Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuk da öğrenir. Farklı yollarla öğreniyor olması bir çocuğun başarısız olacağı anlamına gelmez.

Devamı

Boşanma ve anne babanın ayrılığı

Boşanmış ebeveynlerin çocuklarının çoğu üzgün (yalnız kalacağım), kafası karışmış (niye ayrılıyorlar?), kızgın (bunu bana niye yapıyorlar? Beni cezalandırıyorlar mı?), suçlu (yoksa ben annemi/babamı üzdüğüm için mi ayrılıyorlar?) ve çelişki içinde hissederler. İşte bu noktada ebeveynler çocuğun dünyasını onları gözleri ile görmeye başlayarak, çocuğun ayrılık ya da başka konu ile ilgili bir takım farklı ya da yanlış algılamalarını düzeltebilirler. O zaman çocuklar bu ayrılık sürecinde yalnız kalmadıklarını, ebeveynlerinin hala onları koruyup kolladığını, evden ayrılan diğer ebeveynin kayıp olmadığını ya da onu sevmediği için gitmediğini fark edebilir ve acılarını, kızgınlıklarını, suçluluklarını iyileştirebilirler.

Devamı